CEO’ların sadece üçte biri, organizasyonlarının başarı için gerekli esnekliği gösterebileceğine inanmaktadır

30 Kasım 2015 

BSI adına The Economist Intelligence Unit EIU tarafından yapılan global çalışmanın sonuçlarına göre Üst Düzey Yöneticilerin %88’i, kuruluşlarının uzun süreli hayatta kalmasını sağlamak için dayanıklılığa yapılan yatırımlara öncelik veriyor.

BSI adına The Economist Intelligence Unit EIU (Ekonomist İstihbarat Birimi) tarafından dün (30 Kasım 2015) yayınlanan yeni bir rapor, firmaların, uzun vadeli büyümeyi sağlama kapasitelerinde endişe verici bir boşluk olduğunu tespit etti. Global iş liderlerinin[1] yalnızca üçte biri (%29), kuruluşlarının dayanıklılık uygulamalarını tamamıyla adapte edebildiklerine inandıklarını ve yarısından azı (%44) da üç yıllık bir süre içerisinde bunun gerçekleşmesini beklediklerini söylemişlerdir. Bu mevcut durum, dayanıklılığın, organizasyonları için bir öncelik olduğuna inanan %88’in ve uzun vadeli büyüme için zaruri olduğuna inanan %80’in beklentilerine çok uzak görünmektedir.

 

Organizational Resilience: Building an enduring enterprise” (Organizasyonel Dayanıklılık: Kalıcı bir kuruluş oluşturma) çalışması, uzun vadede kuruluşların hayatta kalması ve başarılı olması için gerekli Organizasyonel Dayanıklılığın bir takım nedenler tarafından engellendiğini göstermiştir. Çalışmaya göre bu nedenler; yetenek ve bilgi eksikliği, yetersiz liderlik taahhüdü ve kısa vadeli finansal endişeler olarak ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda kültürel direnç gösterme ve kuruluşun ihtiyacı olan yeteneklerin eksikliği, bir organizasyondaki olası zayıf noktalar ve dar boğazlar olarak öne çıkmaktadır. İş liderlerinin beşte ikisi (%39), bilgi güvenliği, tedarik zinciri etkinliği ve kurumsal yönetim gibi konularda dayanıklılık  için gerekli iş desteğini güvence altına almakta zorluk çektiklerini belirtmişlerdir. 

Kuzey Amerika (%37) ve Asya Pasifik (%34) ile karşılaştırıldığında Avrupa organizasyonlarının yalnızca beşte biri (%19) dayanıklılık süreçlerinin tamamen adapte edilmesinde başarılı olmuştur. $500 milyondan az geliri olan kuruluşların dörtte biri (%26) ile karşılaştırıldığında dünya çapında büyük kuruluşların sadece üçte biri (%33) işletmelerinde dayanıklılık süreçlerini adapte edebilmişlerdir. Küçük işletmeler, bilgi eksikliği nedeniyle zorlanmakta iken, daha büyük firmalar finansal sıkıntılardan söz etmektedir. Uzun yıllar önce kurulmuş işletmelerin, dayanıklılık ve uzun vadeli büyüme arasındaki bağlantıyı daha iyi yorumlayabildiği görülmüştür.

 Organizasyonel başarının bir faktörü olarak dayanıklılık, operasyonel başarısızlıkların önlenmesinden stratejilerin oluşturulmasına imkan veren raporlar ile tanımlanır. Üst düzey yöneticilerin beşte üçü (%61) bunu, bir rekabet avantajı olarak görürken, yarıdan fazlası bunu bu alanda yapılan yatırım ve uzun vadeli finansal performans arasındaki oldukça güçlü bir bağ olarak görmektedir. 366 yıllık bir Finlandiya tüketici ürünleri şirketi olan Fiskars dahil olmak üzere rapor için görüşülen firmalar, Organizasyonel Dayanıklılığın sağlanmasının, uzun vadeli finansal başarı için hayati olduğunu açıklamıştır. Gerçek dayanıklılığın, kuruluşun tüm operasyonlarına stratejik seviyede adapte edilmesi ile sağlanabileceği tespit edilmiştir. 

 BSI CEO’su Howard Kerr’in bu konudaki açıklaması şöyledir:

 “Günümüzün hızlı ve sürekli değişen dünyası, şirket iflasına karşı koyabilmek ve zorlu test zamanlarını atlatmak için şirketlerin hızlı, sağlam ve adaptasyon sağlayabilir olmasını gerektirir. Her üç iş dünyası liderinden ikisinin, organizasyonlarının bu sınavda başarısız olabileceğine inanıyor olması, şirket yapılarının ne kadar narin ve hassas olduğunu gösterir. Bu durum ayrıca dünya çapında görülen yüksek profilli örnekler ile düzenli olarak desteklenmektedir.”

 

Bu rapora göre dayanıklı organizasyonların altı ana özelliği şunlardır:

  1. Proaktif yaklaşım – Zorunda kalmadan önce adapte olma isteği
  2. Dinamik liderlik – Dayanıklılığı adapte etmek için organizasyonun üst düzey yönetiminden (CEO) gelen destek
  3. Değişime ayak uydurabilme – Pazar ihtiyaçlarını dinleme isteği
  4. Güçlü kurum kültürü – Tüm çalışanların şirkete olan sorumluluğu ve katkısının bütün olarak dahil edilmesi ve tanınması
  5. Odaklanmış kalmak – Net bir vizyon, amaç ve kimliğe sahip olunması
  6. Uzun vadeli görüş – Yalnızca kısa vadeli finansal hedeflere yanıt verilmesinden kaçınma

 

The Economist Intelligence Unit EIU’den alınan raporun editörü Victoria Tuomisto şunları söylemiştir:

 

“Organizasyonların dayanıklılığa yönelik yaklaşımında amaç ve eylem arasındaki belirgin boşluk, kuruluşların değişen ve istikrarsız pazarlarda dayanıklılığın adapte edilmesinde birçok zorluk ile karşı karşıya olduğunu gösterir. Bu durum, her şirket için farklı olacaktır. Ancak tanım olarak dayanıklı bir organizasyon, sürekli değişen ve adaptasyon sağlayabilen bir organizasyondur; bir dayanıklılık kültürü uygulamak söz konusu olduğunda, orada bir “bitiş çizgisi” yoktur.”

 

Raporun bir kopyasını indirmek için: ‘Organizasyonel Dayanıklılık: Kalıcı bir kuruluş oluşturma’ Lütfen Tıklayınız

- SON-


[1] İş Dünyası liderleri ve endüstri uzmanları ile yapılan kapsamlı görüşmeler ile Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya-Pasifik’ten 411 üst düzey şirket yöneticisi araştırması.